Yeryüzünde insanın ilk var olduğu andan itibaren bir tefekkür faaliyeti var. Düşünce ile beraber, düşüncenin yazıya geçmesi var. Yazı, düşünce ile ortaya çıkıyor. Elbette düşünce olmasaydı yazı da olmayacaktı. İnsan, düşünen bir varlıktır. İnsan düşüncesinde, fikrini muhafaza etme, yazıya aktarma ve bunu başkasına ulaştırma da var. Bunun kökleri, ilk insana kadar uzanıyor. Yani tefekkür, ilk insan ile başlıyor. Yazı, bir anlamda “düşüncenin resmi”dir diyebiliriz. Yazı, kitap ve kütüphane dediğimiz tüm iş ve işlemlerin başladığı yer, insan zihnidir. Biz, yeryüzünde ilk insan olarak Hazreti Âdem’i biliyoruz. Hz. Âdem’i aynı zamanda sayfalar verilmiş bir insan olarak görüyoruz. Şöyle de bir yanılgımız var. Yazı filan zamanda ortaya çıktı, kâğıt filan zamanda bulundu gibi. “Biz Âdem’e suhuf verdik” ne demek. Aslında ilk insan, aynı zamanda okuyan varlıktır. Suhuf var ise okuma da var, yazı da var demektir. Metin var ise okumanın yazmanın olduğu bir yerden bahsediyoruz demektir.Bu durumda bir medeniyet var demektir aynı zamanda. Dolayısıyla ilk insan, medeni bir varlıktır. Bunları şunun için söylüyorum, belki de insanlık tarihini, düşünce tarihini ve inanç tarihini yeniden yazmalıyız. Suhuftan bahsettiğimizde onların çoğaltıldığı ve yaygınlaştırıldığı bir süreçten söz etmek gerekecek. İşte kütüphane bu şekilde oluşuyor. Hazreti Süleyman'ın Belkıs’a bir mektup göndermesi ne demek? Hz. Süleyman’ın bu günkü gibi olmasa bile kâğıdı kalemi var demek. İlk insan ve aynı zamanda ilk peygamber Âdem’e suhuf verildi diyoruz. Bu demektir ki insanın var olduğu günden itibaren bu ameliye, yani yazma işi devam ediyor. Kütüphanecilik haftası dolayısı ile farklı konular konuşuyoruz, ama bunlara da kafa yorup, farklı fikirler söyleyebiliriz. Gerçekten kalemin, okumanın, kâğıdın, suhufun, kitabın ve kütüphanenin iç içe işler olduğunu göz ardı etmemeliyiz, diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan

ASBÜ Rektörü

The rapidly changing world requires the review of existing practices and studies, and discussion of new trends and approaches in language studies. Therefore, the topics about language deserve to be elaborated specifically by the experts in the field. This symposium, The International Symposium on New Trends in Language Studies, will be hosted by The Faculty of Foreign Languages, Social Sciences University of Ankara (SSUA), and both onsite and online on 28-29 April 2023 in the 100th anniversary of the establishment of our Republic and 10th anniversary of SSUA. In the symposium, language studies in the twenty-first century across the world will be extensively discussed in discussion panels with the contributions of the panelists, and participants in the concurrent sessions. Furthermore, five national and international keynote speakers will touch upon the current trends in language studies in the world. We extend our best wishes to whoever has shared his or her support during the preparation and presentation of the symposium.

Prof. Dr. İsmail ÇAKIR Conference Chair On behalf of the Organizing Committee

Dinler Tarihi’nin kullandığı farklı yöntemler ve incelediği çeşitli konular yeniliğe açıklığına ve ihtiyaç odaklı oluşuna işaret eder. Tarih, Arkeoloji, Antropoloji gibi disiplinlerin yanı sıra Tefsir ’den Hadis’e Din Felsefesinden Din Psikolojisi’ne ve pek çok alana katkı verici özelliğiyle ön plana çıkar. Bu minvalde geliştikçe gençleşen ve dinamikleşen Dinler Tarihi hem akademik hem de genel okuyucular nezdinde dikkatleri daha fazla çeker. İlahiyat Fakültesi mezunu olsun veya olmasın pek çok alandan araştırmacının ilgisinin söz konusu olması ve Dinler Tarihi alanında lisansüstü çalışmalar yapanların sayılarındaki gözle görülür artışlar ve ortaya çıkan nitelikli çalışmalar bunun açık göstergelerindendir. Bu itibarla Dinler Tarihi alanının Türkiye’de yakaladığı ivmeye katkı sunmak ve gelişimine destek olmak amacıyla genç araştırmacılarla alanda çalışmalarıyla bilinen akademisyenleri bir araya getirmek suretiyle bilgi ve tecrübe aktarımını sağlamak hedeflenmiştir. Böylelikle genç araştırmacıların yüksek lisans ve doktora çalışmalarını sunma ve tanıtma imkânı sağlanarak çalıştıkları ve ilgi duydukları alanları hocaları ile istişare ederek daha verimli çalışmaların ortaya çıkması beklenmektedir. Ayrıca konuşmacı ve oturum başkanı olarak davet edilen hocaların öğrencilerin sunumlarını yakından takip ederek görüş ve yorumlarıyla genç araştırmacıları destek ve katkılarıyla teşvik edecekleri düşünülmektedir. Böylece alanda ilk olan bu organizasyonu kendi ölçeğinde “Dinler Tarihi Şöleni” olarak nitelendirmek mümkün olabilecektir. Bu kitapta otuz üç araştırmacının birbirinden değerli ve emek mahsulü bildirileri yer almaktadır. Bu vesileyle Sempozyum Düzenleme Kurulu üyelerine, bilim kuruluna ve desteğini esirgemeyen danışma kurulunun doğal üyeleri olan Türkiye’deki Dinler Tarihi akademisyenlerine teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca katkıları nedeniyle Yunus Emre Enstitüsü’ne, Milel Nihal Derneği ile Türkiye Dinler Tarihi Derneği’ne de müteşekkiriz.

  Prof. Dr. Ali Osman KURT -  Düzenleme Kurulu Başkanı

İmruu’l-Kays sempozyumu, kitap sayfaları arasında saklı kalmış olan bu gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Gerek Türkiye’de gerekse Arap dünyasında bu konunun ilmi toplantılarda yeterli derecede işlenmemiş olması, bizim için başka bir motivasyon sebebidir. 26-27 Mart 2024 tarihlerinde ilk gün oturumları yüz yüze, ikinci gün oturumları online olarak gerçekleştirilen uluslararası sempozyum programında 31 tanesi Türkçe, 31 tanesi Arapça ve 2 tanesi İngilizce olmak üzere 64 bildiri özeti vi sunulmuştur. İlmi bir kurul tarafından titizlikle incelenip seçilen özetler İmruu’lKays’ı çeşitli yönleriyle ele almıştır. Elinizde bulunan bu bildiri özetleri kitabında sırasıyla Türkçe, Arapça ve İngilizce özetlere yer verilmiştir. Sempozyum programının düzenlenmesi, ilan edilmesi ve yürütülmesi süreçlerinde emeği geçen bütün hoca arkadaşlarıma ve çeşitli ülkelerden katılarak değerli özetleriyle sempozyuma katkı sağlayan tüm akademisyenlere şükranlarımı sunarım.

Düzenleme Kurulu Başkanı

Prof. Dr. Atik Aydın

Bu eserin sayfalarını araladığınızda, Türk İslam tarihinin kıymetli şahsiyetlerinden biri olan Abdülhakim Arvâsî'nin hayatına dair derinlemesine akademik bir yolculuğa çıkacaksınız. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim D alı olarak, bu kitabı hazırlamaktaki amacımız, Arvâsî'nin eserleri, düşünceleri ve hayatına dair kapsamlı bir bakış sunarak onun manevi mirasını daha yakından tanımanıza katkıda bulunmaktır. Türk İslam kültür ve medeniyetinin önemli temsilcilerinden olan Abdülhakim Arvâsî, 20. yüzyılda yaşamış ve eserleriyle, talebeleriyle, öğretileriyle iz bırakmış büyük bir alim, mutasavvıf ve yazardır. Bu özet bildiri kitabı ile Arvâsî'nin hayatının çeşitli yönlerini ele alarak, onun Türk İslam dünyasındaki etkisini ve katkılarını ortaya koymayı hedeflemektedir. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi olarak düzenlediğimiz sempozyum ve konferanslarla, Türk İslam tarihindeki önemli şahsiyetleri ve değerleri ilim dünyamıza ve halkımıza tanıtmaya özen gösteriyoruz. Bu çerçevede, "Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek ’i Hatırlamak" konulu panelimizle başlayan bu serüveni, şimdi de Tasavvuf Anabilim Dalı olarak Abdülhakim Arvâsî'ye ayırdığımız bir sempozyum ve bu eserlerle devam ettiriyoruz. Arvâsî'nin yaşadığı dönemde ve sonrasında etkilemiş olduğu birçok önemli şahsiyetin yanı sıra, onun eserlerinin, düşüncelerinin ve misyonunun detaylı bir şekilde ele alındığı bu kitap, Türk İslam tarihine dair bilgi dünyamıza katkı sağlayacak nitelikte bir çalışmadır. Bu eser, Arvâsî'nin h ayatı, eserleri ve düşüncesi hakkında yapılan ilmi araştırmaları içermekte ve bu değerli şahsiyeti daha yakından tanımanızı sağlamak amacı taşımaktadır. Bu vesileyle, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı olarak, emeği geçen tüm hocalarımıza, yazarlara, katkıda bulunan akademisyenlere ve desteklerini esirgemeyen Keçiören Belediye Başkanı Sayın Turgut ALTINOK'a teşekkürlerimizi sunarız. Umarız bu eser, Arvâsî'nin hayatına dair yeni ufuklar açmanıza vesile olur ve Türk İslam kültürünün zengin mirasını daha derinlemesine keşfetmenize yardımcı olur.
Saygılarımla,

Prof. Dr. Hayri KAPLAN
Düzenleme Kurulu BAŞKANI

“Lonca mı? Ne manaya geliyor? Kulağa hoş gelen bir isim” dedi Olivia. Emekli tarih öğretmeniydi babam. Bilgisine her zaman hayran olduğum elleri öpülesi babam. “Belirli iş kolundaki çırak, usta ve kalfaları kapsayan dernek manasında kızım. Osmanlı döneminde, esnaf zanaatkarların toplanıp görüştükleri yerler lonca olarak adlandırılırdı. Bu teşkilatlar da daha sonrasında aynı adla devam etti. Mesleki örgütler aslında bunlar.” “Lonca aklıma yattı” dedim içim rahatlamış olarak. Aradığımızı bulmuştuk. Ona ulaşmanın verdiği ferahlık. Nadir yaşadığım, ama her seferinde huzura erdiğim zamanlar. Babam devam etti. “Loncalar, yardımlaşma ve dayanışma amacıyla kurulmuş mesleki teşkilatlardır. Esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, bu sayede onun koruması altında bulunurdu.” “Manası da çok anlamlıymış. Aslında bizim yapacağımız işe de çok uyuyor. Sonuçta e-ticaret firması kuracağız. İrili ufaklı birçok firma bizim tedarikçimiz veya doğrudan satıcımız olacak. Bir nevi esnaf örgütlenmesi gibi bir yapı teşkil edeceğiz zaten biz de.” 90 “O zaman bu isim tam size göre kızım. Hem bu topraklarda yüzyıllardır kullanılıyor. Geçmişi, temelleri, gelenekleri ve kuralları 13. yüzyılda Selçuklular döneminde ki Ahilik’e kadar gidiyor. Osmanlı’yla birlikte 20. yüzyıl başlarına kadar süregelmiş bir teşkilatlanmadan bahsediyoruz.” “Bu ismi ben de çok beğendim yavrularım. İşiniz ismi gibi bereketli, uzun ömürlü ve bu topraklara faydalı olsun.” “Çok teşekkürler anneciğim. Umarım nice insana iş imkânı sunabiliriz.” İsim konusunu da çözmüştük. Hem Olivia’nın hem de benim içimize si nen, bizi kıpır kıpır eden bir isim. Az ama öz konuşan babamın sayesinde. “Lonca! Ne kadar da kısa, sade ve akılda kalıcı!” dedi Olivia. Yeni şirketimizin hayalleriyle uykuya daldık.

ةيملاسلإا ةيلاملا تاجتنملا ليلد :فيلأت يحراجلا يلع دبعم .د ةيعامتجلاا مولعلل ةرقنأ ةعماج ، داصتقلاا ذاتسأ ديزوبأ ميظعلا دبع .د ةفي لخ نب دمح ةعماج ةيعامتجلاا مولعلل ةرقنأ ةعماج ، ، ةعيرشلا ذاتسأ يملاسلإا ليومتلاو داصتقلاا يجزاي نمحرلا دبع .د ، ميردلي نابهش .د دعاسم :كراشم ذاتسأ ذاسأ ، ةضيوع ناندع .د :ريرحتلا ةئيه قرزأ قيفوت .د ، شرهلا زياف

2020 دمحأ .د :دعاسم ذاتسأ

INTRODUCTION 

In t e late seventiesI a t e onor omeetin an no in som e o t e imortant ioneers o Islami eonomi T o rememer very  I n mention1 me Elna a r is me i Ersoy sa me Eissa  s i me im an Neat la Si i ame  nnan ame as r ame Sa r ame S a i nri n r a or l amma er air amma mar a ra amma irna r I a l Sa a ttin imS tan o i Sye ai ar Na vias ell as many ot ersI ave met many o t em in t e rst International onren on Islami Enomi t is oasionI resente my arti cle on “the Relative Efficiency of Interest e e n etary Enomies t e Fiat Money case” ar i T e nat e o t e n eren an t e variety o its atten ants i not allo serio isssion o t at a er It rat er a eare to e too y ti an esoteri By t e late seventies I a alrea y oine t e Islami evelo ent Ban Is B en I str e r t e rst time to n a o o to a ly Islami nan in realisti sit tionsI ave een in n y t e s e ial relations i I enoye it me Elna a r Sa a ttin iman t e i an o me ame i t e rm er Is es i ent 

Introductionå

This Directory presents a comprehensive and detailed practical study of the Islamic financial products. It defines every product and elaborates on its applications and Shariah issues to serve as a guide and a reference for all those who are willing to study and understand Islamic finance, including researchers, academics and Shariah scholars. By so doing, Islamic finance shall be able to have more expertise resources to help develop the industry further. It is hoped that this Directory should help provide a straightforward platform to structure Islamic f inancial products in the right way and to streamline the way of application and implementation of these products. The Directory should also function as a manual for individuals and clients of Islamic financial institutions, since it educates them about their products and answers the questions they may have about them, including their Shariah foundations a legitimacy, especially those products whose Shariah compliance has been debated or whose ways of implantation have differed.