- Tel: +90 312 596 44 44 - 45
- asbulibrary@asbu.edu.tr
Arş. Gör. Muhsin DÜĞEROĞLU
Arş. Gör. Ahmed Zahid ÖZCAN
Prof. Dr. Bülent KENT
Dr. Öğr. Üyesi Merve Ayşegül Kulular İbrahim
İnsanoğlu, çoğu zaman yeryüzünde karşılaştığı maddi ve manevi sorunları çözüp refaha kavuşma içgüdüsü ve isteğiyle yaşamaktadır. Dinlerse bu içgüdünün bir uzantısı olarak insanlara gerek bu dünyada gerekse ahirette sıkıntılardan kurtulup mutluluğa ulaşmaları için belirli iman ve ibadet esaslarıyla yol göstermektedirler. Fakat çoğunlukla ölüm sonrasına yönelik olan bu kurtuluş öğretileri dinden dine hatta bir din içinde farklılık göstermektedir. Bu farklı teolojik görüşlerin ortaya çıkmasına ve kaynakların farklı bir şekilde yorumlanmasına yol açmıştır. Bu çalışmada da Hıristiyan gelenek içinde farklı kurtuluş anlayışları arasında en dikkat çeken ve tartışan görüşlerden biri olan evrensel kurtuluş anlayışı ve onu ilk defa sistemleştirmiş bir teolog olan Origen’in kurtuluş düşüncesi ele alınmıştır. Kurtuluş anlayışının daha iyi anlaşılması için Origen’in yetiştiği ortam ve Kutsal Kitap’ın kurtuluş anlayışı da konu edinilmiş ve elde edilen bilgiler karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.
Rabia KOCATAŞ
Çalışma iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Arap edebiyatında keşkûl geleneği konusunu ele aldık. Bu bölümde Hicri X. Asırda ortaya çıkan keşkûl türü eserlerin arka planı ve öncü örnekleri olan edebi mecmular hakkında bilgi verdik. Keşkûl adıyla yazılmış olan önemli eserleri zikrettik ve keşkûllerle edebi mecmuaları karşılaştırarak aralarındaki ortak ve farklı yönleri tesbit etmeye çalıştık. Bunun yanı sıra keşkûllerin konusu, amacı, kaynakları hakkında bilgi verdik. İkinci bölümde ise Bahâuddîn el-’Âmilî’nin el-Keşkûl’ünü ele aldık. Bu bölümün giriş mahiyetindeki ilk kısmında Bahâuddîn el- ’Âmilî’nin hayat hikâyesi, ilmi kişiliğine yer verdik. Çalışmanın asıl konusu olan el-Keşkûl’ü ise iki başlık altında ele aldık: İlmi boyut ve edebi boyut. İlmi boyut bölümünde el-Keşkûl’ü başta tefsir, hadis ve fıkıh gibi İslami ilimler olmak üzere tıp, matematik ve astronomi gibi ilimler açısından inceledik. Edebi bölümde ise el-Keşkûl’ü, içerdiği mensur ve manzum metinler açısından değerlendirip her birinin alt konularını ela alarak örnekler verdik.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nin 2022 yılı akademik faaliyetleri kapsamında düzenlediği Metaverse ve Din konulu sempozyum, metaverse konusunu en geniş anlamıyla din bağ lamında ele almayı hedeflemiştir. Metaverse, kimileri tarafından özellikle 3 boyutlu iletişim ve artırılmış gerçeklik (augmented reality) imkanları ile konvansiyonel internetten farklı yeni fırsatlara kapı aralayan bir devrim olarak nitelenirken, kimileri tarafından insanı kendi tabiatına yabancılaştırıcı, insanüstülük (transhümanizm) iddiasıyla insanın ruh ve düşünce dünyasını bir takım teknoloji güçlerinin denetimine teslim eden sonu öngörülemeyecek yeni bir tehdit unsuru olarak değerlendirilmektedir. Peki, değ erlerimizin ve inançlarımızın kaynağı dinimizin, bu yeni fenomenle ilişkisi nasıl olmalıdır? Avatarlar üzerinden yapılan anlaşmalar, kurulan sanal alanların alım satımı, geliştirilmiş eldivenler ile kişiden kişiye ya da kişiden nesneye dokunma hissinin yaşanması gibi konular, elbette ilahiyatçıların da araştırma alanlarına dahil olmuştur. Bu bağ lamda fırsat ve tehdit dikotomisinden uzak sağ lıklı bir değ erlendirme için ilk önce metaverse’ün ne olduğunun bilinmesi önem arz etmektedir. Onlarca akademisyenin katılmış olduğu bu bilgi şöleni, ülkemiz ilahiyatçılarının metaverse gerçekliğini tanıma, tanımlama ve alanın uzmanları ile tartışma imkânı bulduğu ilk akademik sempozyum özelliğ ini taşımaktadır. Hukukçu akademisyenlerin de ilgi gösterdiği sempozyum konuları, protokol ve açılış oturumu dışında beş farklı oturumda ele alınmış ve Prof. Dr. Hüseyin Karamanın başkanlık ettiği değerlendirme oturumu ile sona ermiştir. Burada şunu da açıkça ifade etmem gerekir ki, böylesi bir konuda bilimsel bir sempozyum hazırlamanın gerekliliğ i fikri Fakültemizin Dekanı Prof. Dr. Selçuk Coşkun’dan gelmiştir. Coşkun, açılış konuşmasında ilahiyat camiasının metaverse gibi yeni teknolojileri yakından takip etmesi gerektiğ ine işaret etmiştir. Sempozyumumuzun onur konuğ u Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğ lu, Türkiye’de ve dünyada meteverse teknolojisinin mevcut durumu ve bu alanda yapılan kurumsal ve resmi proje ve faaliyetler hakkında bilgi vermiştir. Protokol konuşmaları, ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın ASBÜ’nün insan merkezci bir sosyal bilimler ü niversitesi olarak teknolojik gelişim ve dönüşümleri yakından takip ettiğ ini vurgulayan konuşması ile sona ermiştir. Açılış oturumunda yer alan Doç. Dr. Ahmet Dağ ’ın çizdiğ i felsefi teorik zemin, Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Raportörü Salih Eryılmaz’ın metaverse’ün gelecekte nelere evrileceğ ine dair değ erlendirmeleri ve Taşkın Koçak’ın metaverse teknolojisindeki şahsi ve mesleki tecrübelerine dair sunumları, dinleyicileri ve programı YouTube’dan takip eden izleyicileri, sonraki konu bazlı oturumlara hazırlayıcı nitelikte gerçekleşmiştir. Sempozyumdaki sunumlara ASBÜ YouTube kanalı üzerinden ulaşılabilir. Bildiri özetleri arasında yer almayan protokol ve açılış oturumu konuşmalarını kısaca özetleme amacına matuf bu cümlelerden sonra sizleri diğ er bildirilerin kısa Türkçe ve İngilizce özetleri ile baş başa bırakmadan önce sempozyuma katkılarından dolayı Altındağ ve Yenimahalle İlçe Müftülüklerine teşekkürlerimi arz ediyorum.
Doç. Dr. Şuayip SEVEN
Düzenleme Kurulu Başkanı
Araş. Gör. Esin Gürsel Düğmeci
İnsanların yaşamlarını sürdürmek, fiziksel-mental gelişimlerini sağlamak ve sağlıklarını koruyabilmek için kaliteli gıdaya ulaşması ve tüketmesi en doğal hakkıdır. Gıdaların güvenli olması ise en temel insanlık hakkıdır. Dünya nüfusunun hızla artması, gelişen teknolojiye bağlı çevre kirliliği, ekonomik güçsüzlük ve eğitim yetersizliği beslenme sorunlarını derinleştirmekte ve güvenli gıda teminini güçleştirmektedir. Gıda güvenliği; insanların sürdürülebilir, güvenli, uygun fiyatta, kaliteli, sağlıklı beslenme alışkanlığı geliştiren gıdaları satın alma ve tüketme hakkına sahip olmalarının güvence altına alınmasıdır. Gıda güvenliğinin ve kalite güvencesinin sağlanma çabaları tüketici ve toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Birçok ülkede gıdanın daha güvenli hale getirilmesi için çeşitli uygulamalar ve konuya ilişkin yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen her yıl milyonlarca insan kontamine olmuş gıdaları tüketmesi nedeniyle gıda kaynaklı hastalıklara maruz kalmaktadır. Gıda güvenliğinde temel yaklaşım; riske dayalı bir kontrol sistemi olup ham maddeden başlayarak tüketiciye ulaşana kadar gıda zincirindeki her bir aşamanın dikkatli bir şekilde incelenmesini ve kontrol tedbirlerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada, gıda güvenliğinin önemi gıda güvenliğini sağlamaya yönelik mevcut yasal düzenlemeler, uygulamalar ve sistemler detaylandırılmıştır.
Prof. Dr. Mehmet Hakan TÜRKÇAPAR
En iyi bilgisayara, en iyi internet alt yapısına, en iyi yazılıma sahip olmakla çözülecek bir mesele değil. Uzaktan öğretimde artık öğrenci merkezli ve buradaki süreçlerde de geleneksel süreçlerde farklı olarak ele alınacağını düşünüyoruz. Artık öğreticinin diksiyonu daha fazla önem kazanıyor, ders anlatımı ve dersi en verimli şekilde kullanma daha çok ön plana çıkıyor. Geleneksel öğretimdeki gibi dersi uzun uzun anlatmak değil, o tanımlı sürede en etkili ve en verimli şekilde dersi nasıl kullanacağız, öğrencinin dikkatini nasıl en yüksek düzeyde tutacağız, örnek modelleri, örnek anlatımları, öğrenciye verdiğimiz bilgileri kısa zamanda nasıl ölçeceğimizi de içeren, aslında uzaktan öğretimin akademik boyutu öne çıkmaktadır. Diğer bir deyişle uzaktan eğitim felsefesi, uzaktan eğitimin psikolojisi, uzaktan eğitimin sosyolojisi, uzaktan eğitimde materyal geliştirme, uzaktan öğretimin ölçülmesi ve değerlendirilmesi, uzaktan öğretim pedagojisi konularını konuşmanın zamanı geldi ve geçiyor. Özellikle bizim bu üç yarıyılda karşılaştığımız en önemli hususlardan bazıları uzaktan verilen eğitimde ölçme değerlendirme nasıl yapılacak, orada katılımcı olarak kamerasını açmadan sadece isim olarak görüldüğü bir süreç değil. İşte tüm bunları en verimli ve en etkili nasıl kullanabileceğimiz ile ilgili artık akademik süreçleri en etkin şekilde konuşmamızın gerektiğini düşünüyoruz. Burada özellikle öğrenci merkezli olarak öğrenci olan kişilerin dikkat boyutu, öğrenme yani bilişsel süreçleri ve öğrendikleri nasıl ölçülecek, tüm bunları artık bu yeni gelişen durumlarla ilişki olarak konuşmamız gerekiyor. Geleneksel yöntemler artık rafa kalkıyor. Belki de bazı programlarımız bazı sertifika programlarımız, hatta lisansüstü programlar da yüz yüze gelmeden uzaktan öğretim süreciyle ilerletildiği süreçleri yaşayacağız. Uzaktan öğretimin avantajları olduğu gibi dezavantajları tabi ki var. Örneğin sınıf ortamında hocanın o minikleri refleksleri etkili oluyor ve dikkat süreleri de daha iyi oluyor. Bunlar da çok önemli. İşte burada geleneksel öğretimin avantajlarını kaybetmeden, uzaktan öğretimde de uzaktan öğretimin avantajlarını alırken dezavantajlarını da avantaja dönüştürmeliyiz. Süreçleri uzun uzun tartışmamız gerekiyor. Bu bizim için bir başlangıç. Emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Verimli bir kongre olmasını diliyorum.
Prof. Dr. Musa Kazım ARICAN
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mehmet Hakan TÜRKÇAPAR
Pandemi döneminde, her ülke belli başlı stratejiler geliştirerek, bu süreci kontrol altına almaya çalışmaktadır. Bu stratejilerin başında okulların kapatılıp, örgün eğitimden uzaktan eğitime (online eğitim) geçişi yer almaktadır. Okulların kapatılması, virüsün yayılma hızının yavaşlamasını ve enfekte olan hasta sayısının azalmasını desteklemektedir. Bu süreçte öğrencilerin eğitimden mahrum bırakılmamaları adına ise eğitim öğretime, televizyon, bilgisayar, tablet ve telefon gibi araçlarla online devam edilmiştir. Pandemi sürecinde eğitimin online devam etmesiyle, anneler ve çocuklar bu durumdan en çok etkilenen kişiler olmuştur. Bu süreçte her bireyin salgını anlamlandırma, sorumluluk alma ve bu salgın ile baş edebilme becerisi birbirinden farklıdır. Çocukların yakını olan ve güvenli bilgiye ulaşabileceği kişiler arasında anneler ilk sırada yer almaktadır. Bu nedenle özellikle annelerin, Pandemi dönemi ile nasıl baş etmeye çalıştıkları, rol yüklerini nasıl belirledikleri ve yine bu dönemde mental açıdan kendilerini nasıl hissettikleri araştırılması gerekilen ve merak edilen bir durum haline gelmiştir. Bu ihtiyaçtan dolayı araştırmanın genel amacını; Online eğitim döneminde annelerin rol yükünün belirlenmesi oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Ali Osman Kurt
Doç. Dr. Mahmut Samar
Din ve medya topluma farklı yönleriyle etki eden hatta yön veren iki önemli olgu. İkisi arasında karmaşık ve zorunlu bir ilişki söz konusudur. Bugün dini nitelikli faaliyetlerin neredeyse tamamında sosyal medya başta olmak üzere kitle iletişim araçlarının kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Bireyler dini anlamda ihtiyaç duydukları bilgiye ulaşmak için öncelikle ve genellikle medya araçlarına başvurmaktadır. Medyanın dini meselelerde bilgi kaynağı olarak kullanılmasının yanı sıra, din eğitimi, vaaz-irşad faaliyetleri gibi daha birçok faaliyetin de aracı olarak kullanılmaktadır. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinin oluşturduğu hayat düzeninde evlerde daha fazla vakit geçirilmesi ve ortak mekânlarda iletişimin sağlanamaması gibi durumlar nedeniyle medyanın bu amaçla kullanımında gözle görülür şekilde bir artışa yol açmıştır. Tüm bunlar din-medya ilişkisinin önemli ve kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Bu anlamda 21-23 Ekim 2021 tarihlerinde düzenlenen “Uluslararası Din ve Medya” sempozyumu, din ve medya ilişkisinde mevcudu görmeyi, çeşitli yönleriyle incelemeyi ve ideal olan din-medya ilişkisini ortaya koymayı hedeflemiştir. Sempozyumun birinci gününde yapılan beş oturumda “dijital çağda dinmedya ilişkileri”, “gençlik, dijital kimlikler ve din”, “medya platformlarında dini söylem ve temsiller”, “dizi ve filmlerde dinsel imgeler” ve “medyada siyaset, ideoloji ve din” konu başlıkları çeşitli yönleriyle ele alınıp tartışılmıştır. İkinci gün gerçekleştirilen sekiz oturumda ise “din eğitimi ve medya”, “İslamofobi ve medya”, “dini tebliğ aracı olarak medya”, “dini gruplar ve medya”, “dini bilgi kaynağı olarak medya”, “medya ve mahremiyet”, “din, medya ve iktisat” ve “sosyal medya dindarlığı” konu başlıklarında tebliğler sunulmuştur. Sempozyuma 27 farklı üniversiteden araştırmacılar ile sektör temsilcilerinin katılımlarıyla biri İngilizce sekizi Arapça kırk altısı Türkçe olmak üzere 55 bildiri online olarak sunulmuştur. Sempozyumda sunulan bildiri özetleri bu çalışmada bir araya getirilmiştir. Ayrıca şu ana kadar tarafımıza ulaşan tam metin bildiriler arasında belirli kriterleri taşıyan yazılar hakemlerden ve bilim kurulumuzdan onay alması koşuluyla ayrı bir kitapta bölüm olarak ilim dünyasına kazandırılacaktır. Sempozyumumuza bildirileriyle ve oturum başkanlıklarıyla katkı sunan kıymetli hocalarımıza ve sempozyuma teşrif eden saygıdeğer misafirlerimize teşekkür ediyor, tüm katılımcıları ve bu kitaptan istifade edecek okurları saygıyla selamlıyorum.
Prof. Dr. Ali Osman Kurt - Düzenleme Kurulu Başkanı
asbu.edu.tr' yi kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.