Felsefi danışmanlık, insanlığın binlerce yıllık düşünsel birikiminin çağdaş dünyadaki en güncel ve en ihtiyaç duyulan uygulama biçimlerinden biri olarak yeniden şekillenmektedir. Modern dünya insanının karşı karşıya kaldığı sorunların niteliği, yalnızca teknik veya psikolojik çözümlerle giderilemeyecek kadar derindir. Teknolojik hızlanmanın, dijitalleşmenin, toplumsal ayrışmaların, ekonomik baskıların ve anlam kayıplarının belirlediği çağımızda birey, hem dış dünyada hem de kendi iç dünyasında yönünü bulmakta zorlanmakta; yaşadığı bunalımların çoğu, doğrudan doğruya zihinsel, kavramsal ve varoluşsal sorunlara dayanmaktadır. Bu nedenle günümüzde felsefi danışmanlık yalnızca yeni bir danışmanlık türü değil, aynı zamanda modern insanın yaşamını yeniden düşünme, düzenleme ve anlamlandırma çabalarının merkezinde yer alan bir düşünme biçimi hâline gelmektedir.

Dünyada felsefi danışmanlığın kurumsallaşması yaklaşık kırk yıllık bir geçmişe sahip olsa da, fikrî temelleri Antik Yunan’dan Helenistik okullara, İslam düşünce geleneğinden modern kıta felsefesine uzanan geniş bir tarihsel süreklilik içinde ele alınmalıdır. Sokrates’in elenchus yöntemiyle insanı kendi düşüncesiyle yüzleştirmesi; Stoacıların içsel bütünlük, erdem ve itidal öğretisi; Epikürcülerin kaygıdan arınma ve dinginlik arayışı; İslam filozoflarının nefis terbiyesi, hikmet ve ahlâki olgunluk üzerine kurdukları sistemler; Descartes, Spinoza, Kant ve daha nicelerinin kendi dönemlerinin zihinsel krizlerine karşı geliştirdikleri eleştirel tutumlar, bugün felsefi danışmanlığın içinde yer alan yöntemsel ve kavramsal damarların tarihsel zeminini oluşturmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa Çevik

Felsefi Danışmanlık Derneği Başkanı